Ablam bej rengi elbise aldı.
Annemin rujunun rengi pembedir.
Annem ruj sevmez.
Babama mesaj geldi.
Baraj nerede?
Burası garaj.
Jet, çok hızlı uçar.
Jeton al, telefon et.
Babam jilet aldı.
Jüri karar verdi.
Piknikte
Jale ve Ajda ailesiyle pikniğe gittiler.
Piknik yeri baraj›n kenarındaydı. Jale ve Ajda baraja gittiler. Baraj çok büyüktü.Gezerken kayboldular. Jale Jale ile Ajda jandarmadan yardım
istediler. Jandarma onları ailesinin
yanına götürdü.
Jandarma
Jandarma, köylerde ve kırsal bölgelerde güvenliği sağlar.
Jandarmanın tabancası ve tüfeği vardır. Ama gerekmedikçe yani mecbur olmadıkça bunları kullanmaz. Jandarma dur, derse durmak gerekir. Jandarma dur, deyince durana suçlu da olsa bir şey yapmaz. Suçsuzsa bırakır.Suçlu ise onu adalete teslim eder.
Kuş
Benim yerime uç
Ağaçlara kon
Çiçekleri öp.
Küçük kuş.
Ben de senin yerine.
Top oynarım,
İp atlarım.
Bilmece
Uzun uzun kulağım.
Pon pon gibi kuyruğum
Bir de ben çok korkağım.
Ben kimim bil bakalım?
Son sesi yani harfi de öğrendik. Böylece tam okuryazar olduk.
Artık her kelimeyi okuyup yazabiliyoruz.
Bu yüzden coşkulu ve mutluyuz.
Kendimizle gurur duyuyoruz.
Okumak çok güzel.
Yaşasın okullar !..
Yaşasın okulumuz!..
Sevgili Çocuklar
Okumayı ö¤renmeye “e” sesi ile başladık. Çünkü “e” ve “l ” harflerinin yazılması diğerlerine göre daha kolaydır. Oysa alfabemizin ilk harfi “e” değildir. Alfabemizin ilk harfi “a”dır. İkinci harfi “b”dir. Son harfi “z”dir.Sesler sırası ile gösterilmiştir inceleyiniz.
Güzel Arı
Kırda uçan şen arılar,
Renk renk çiçeklere konar.
Bize bal yapmak için,
Durmadan çalışırlar.
Vız vız güzel arı,
Uç uç şirin arı.
Bilsen ne çok severiz.
Yaptığın tatlı balı.
Bilsen ne çok severiz.
Biz seni güzel arı.
Cemal Kalsen
Dişlerim
Dişlerim var inci gibi
Tam olacak otuz iki.
İşte macun, işte fırça,
Üç dakika, üç dakika.
Ceviz kırmam takır tukur,
Atıştırmam abur cubur.
Fırçalarım gıcıır gıcır,
Üç dakika, üç dakika.
Meyve yerim hatur hutur,
Süt içerim, lıkır lıkır,
Fırçalarım gıcır gıcır,
Üç dakika, üç dakika.
Çağatay Güler
Daldan dala atladım.
Sarı çiçek topladım
Çiçeklerim döküldü.
Dere boyu çalılık,
Derede olur balık.
Oltamı attım.
Balığı tuttum.
Balık suya dalamaz.
Ebe beni bulamaz.
...
Para buldum cüzdan yok.
Cüzdan buldum para yok.
Bir at buldum meydan yok.
Meydan buldum bir at yok.
Ben Büyüyünce
Ben büyüyünce
Doktor olacağım.
Tüm hastalıklara
Savaş açacağım.
Ben büyüyünce
İyi bir insan olacağım.
Ben büyüyünce
Öğretmen olacağım.
Cahilliğe kötülüğe
Savaş açacağım.
Ben büyüyünce
İyi bir insan olacağım.
Nuray Özçelik
Okumayı öğrendik. Artık her kitabı
okuyabiliyorum. Kitaplar bilgi dolu. Onları
okudukça yeni yeni bilgiler ediniyorum.
Gazete okuyabiliyorum. Gazetelerden yurtta ve dünyada neler olup bitti¤ini öğreniyorum. Okumayı öğrenmesem bunları yapabilir miydim.
Okumak çok güzel, yaşasın!
Sevgi laf etmeyi bırak, işine bak.
Sevgi önce elindeki şu işi bitir.
Sonra raftaki tabakta bal var.
Onu al, ye.
Kim tef çalıyor, Ali mi?
Şu rafta tabak var.
Kedi köfteyi kaptı.
Küflü ekmek yeme.
Babam şef oldu.
Faik gel köfte yiyelim.
Teşekkür ederim, karnım tok.
Hiç olmazsa bir tane ye, tadına bak.
Faik gitti, bir köfte yedi.
A, çok güzelmiş, dedi. Birkaç tane daha yedi. Üzüm küfeye konur, öyle taşınır.
Efe’nin feneri fena yanmıyor.
O da fare fakat o lağım faresi.
Fare
Fare rafa çuktu.
Etrafa baktu.
Peyniri kaptu.
Oradan kaçtu.
Of
Peynir oldu küf.
Annem dedi öf!
Babam dedi laf.
Ben dedim of!
Minik Tavşan
Of, çok yoruldum!
Öf, sukuldum!
Üf, dişim ağrıyor!
Dedi, bizi üzdü
Füsun havadaki uçak mu, füze mi?
Bahçede fil var.
Fil, fareden korktu.
Ufuk fırın açıldı.
Sınıfı temiz tutalım.
Yangın
Efe, camdan dışarı bakıyordu. Bir evden
dumanlar çıktığını gördü. Hemen telefona koştu. İtfaiyeyi aradı.
itfaiye geldi. Yangını söndürdü. Efe, telefon ederek yangının büyümesini önlemiş oldu.
Efe olanları babasına anlattı. Babası, aferin sana, dedi. Efe’yi tebrik etti.
Yangın
Efe, camdan dışarı bakıyordu. Bir evden
dumanlar çıktığını gördü. Hemen telefona
koştu. İtfaiyeyi aradı.
İtfaiye geldi. Yangını söndürdü. Efe, telefon
ederek yangının büyümesini önlemiş oldu.
Efe olanları babasına anlattı. Babası, aferin
sana, dedi. Efe’yi tebrik etti.
Arılar ve Ayılar
Ayılar bal sever. Bulursa bir güzel yer.
Ayının canı bal çekmiş.
Kovandan bal almak istemiş.
Ama alamamış.
Çünkü arılar izin vermemiş. Üşüşmüşler
üstüne.
Yanaştırmamışlar kovana.
Kaçırmışlar koca ayıyı inine.
Fatma, ıtır ne demek? in mi cin mi, isim mi
cisim mi, biliyor musun?
Evet, Fuat biliyorum. Itır hem çiçek ismi hem
de insan ismi.
Kız ismi mi, erkek ismi mi?
Elbette ki kız ismi.
Teşekkür ederim Fatma.
Tavşanla Timsah
Tavşan atlamış timsahın sırtına, nehirde
geziye çıkmış.
Hadi oradan sen de. Tavşan hiç yanaflabilir
mi timsaha, korkar. Kaçacak yer arar.
Bu tavşan senin bildiğin tavşanlardan
değil. Korkmamış binmiş işte.
Olmaz öyle şey, inanmşyorum.
Ama masal bu, niye inanmıyorsun yavrum.
Sevgi nerede, evde mi, okulda mı?
Ali topu Veli’ye verse Veli o golü atardı.
Ama Ali topu vermedi, gol kaçtı.
Ha ha hapşu
Nerede havlu?
Havluyu yıkadım
Günefle çıkardım
Hu hu hu
Kurudu havlu.
Ablam dibek dövdü.
Herkes onu övdü.
Havlama
Köpeğin havladı.
Ne demek istiyor?
Hani benim etim nerede, diyor.
Et bulamadım.
Bak o da küstü gidiyor.
Ayı ve Yavrusu
Ayı ve yavrusu ormanda yaşardı. Ayı
yavrusunu çok severdi.
Bir gün ormana avcı geldi. Ayı çok korktu.
Yavrusunu sakladı. Avcı ayıyı gördü. Onu
vurmak istedi. Ayı avcıya yalvardı. “Beni
vurma, yavrumu öksüz koyma.” dedi. Avcı
onlara acıdı. Ayı ve yavrusu çok mutlu oldular.
Yağ yağmur yağ.
Üç şişe yağ al.
Bu dağ çok güzel.
Bu bağ bizim.
Eğlenme eğlenceye gel.
İğne ile dikiş dikilir.
Bu konuyu öğlene kadar öğren.
Bizim oğlan oğlak güdüyor.
Oya, oya tığla örülür.
Üst üste koydu yani yığdı.
Onlar o kutuya sığmaz.
A¤açların üstüne çığ düştü.
Güneş doğdu sabah oldu.
Hain kedi kuşu boğdu.
Hasan, iki tuğla al, gel.
Bugün hem yağmur yağıyor.
Hem de çok soğuk oluyor.
Dedemin atı çok değerlidir.
Uğur çok bağırma.
Düğmen yere düşmüş, eğil de al.
O ağaç sağa doğru eğik mi?
Annem beni sıkı sıkı öğütledi.
Dedem günde dört öğün yemek yer.
Nine düğün çorbası yapar mısın?
Şu oğlan koluna döğme yaptırmış.
Balık ağı aldık.
Dağcı dağa tırmandı.
Sıcak, buğulu ekmek al.
Beş kilo soğan geldi.
Doğan ile Çağla bağa gitti.
Buğra kuğulu parka gitti.
Acaba Ne Konuşuyorlar?
Denizden bir gemi geçiyor.
Karga ağaç dalına konmuş, geyikle
konuşuyor.
Acaba karga geyiğe ne diyor?
Ne diyecek, ah o gemide biz de olsaydık, diyordur.
Ya Öyle mi?
Çağla, bu kızak kimin kızağı?
Çağrı o kızak benim kızağım.
Çağla bu kazak kimin kazağı?
Çağrı o kazak da benim kazağım.
Ya öyle mi?
Kış Geldi
Lapa lapa kar yağıyor.
Çocuklar çıkmışlar sokağa.
Bağıra çağıra oynuyorlar.
Kardan adam yapmışlar.
Boynuna kaşkol dolamışlar.
Başına bere takmışlar.
bir burun yapmışlar.
Burnu kardan adama çok yakışmış.
Mehmet onlarla oynamıyor.
Tek başına kızak kayıyor.
O kışın tadını öyle çıkarıyor.
Mehmet öğlenden önce bize gel.
Öğretmen öğretti, öğrenci öğrendi.
Eğlenmek de eğlendirmek de güzel.
Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
İstanbul Boğazı dünyanın incisidir.
Kışın soğuk olması gayet doğaldır.
Atatürk Selanik’te doğdu.
Doğan Kuğulu Park’ta
Tatilde teyzemlere gitmiştim. Teyzem aldı beni
Kuğulu Park’a götürdü.
Parkın içinde bir gölet bulunuyor. Gölette
uzun boyunlu, koca koca kazlar yüzüyor.
Teyzeme, “Hiç böyle kaz görmemiştim.” deyince
güldü. “Onlar kaz değil, kuğu.” dedi.
Salına salına yüzen kuğuları izledim. Onlarla yüzmeyi hayal ettim.
Osman o askı isli.
İsli askıya asma.
Temel usta o ne?
Senin sesin ne iyi.
Aslı masaya mısırı koy.
Asık suratlı olma.
Suat , Suna ile mısırı sula.
Sıla sulu yemek yesene.
Esin sen sus.
Seda yumurta kaynat.
Biri ah, biri oh, dedi.
Polat sabah bahçeyi sula.
Biz horon tepmekten hoşlandık.
Bahçede saatlerce horon teptik.
Sabah horoz ötünce oynamayı bıraktık.
Hasan, Hale halana lale al.
Ama sarı lale alma.
Al yani ikimize lale al.
Ahu çok hızlı koşma.
Her zaman iyi huylu ol.
Hale hizaya bak.
Oyunda hile yapma.
Hale, hile yapma hizana geç.
Hale hiç hikâye okudun mu?
Hülya niye öyle hüzünlü acaba?
Dedem “Öhö öhö!..” diye sabaha kadar öksürdü.
Hediye
Halam bize geldi. Bana hediye getirdi. Halamı
öptüm. Teşekkür ettim.
Hediye paketini açtım. içinden ne çıktı
dersiniz?
Mini bir palyaço çıktı. Palyaçonun renk renk
giysiliydi. Üstelik konuşuyordu?
- Günaydın, diyordu.
Cemre bu araba ne, cip mi?
İpek o da bir tür cip işte.
Bit de pire de böcektir.
İnsanların kanını emerek beslenirler.
Bazı yatak örtülerine pike denir.
Yassı ince ekmeklere pide denir.
Etlisi de olur etsizi de.
Elektrikli aletlerin bazıları pille
çalışır. El lambası, küçük radyo, bazı
saatler böyledir.
Bazı oyuncaklar pimi çekilmeden
çalışmaz.
Kirli, tozlu, lekeli şeylere Ne kadar
pis! deriz
Benim param tamam. Senin paran tamam mı?
Dedemin palasının kabzası yani tutulacak
yeri gümüştendir gümüşten.
Ben payımı aldım sen de payın kadarını al.
Ayıp ayıp, paran kadar konuş, demek ayıp.
O kayıp, gelmeliydi çok çok ayıp.
Yerde de bulsan parayı sayıp öyle al.
Ninem Pazarda
Ninemle pazara gittik.
Pazardan sebzeler
aldık, geldik.
Neler mi aldık?
İki kilo patates aldık.
Bir kilo pırasa aldık.
Yarım kilo patlıcan aldık.
Üç kilo pancar aldık.
Ama sadece portakal aldık.
Bir demet de papatya çayı aldık.
Dere tepe düz gittik.
Bir arpa payı yol gittik.
Sakın o kirli şeye elini sürme.
Anladım, peki anne.
şu köpek de pek güzel.
Tamam sen kazandın, pes!
Pelin, Pakize ablası ile pazara gitti.
Pazarda pek çok şey gördü.
Neler gördü mü diyorsunuz?
Siz de annenizle pazara gidin, siz de görün.
Oyna
Pelin ip al.
Serap ile ip atla.
Yani ip atlayarak oyna.
Çetin sen de top al.
Ziya ile top oyna.
Oyna Çetin, top oyna.
Saya saya oyna.
Doya doya oyna.
Oyna güzelim oyna.
Tüp
Pınar bak, kapı çaldı.
Kapıya bak, kim gelmiş.
Tüpçü gelmiş, tüp getirmiş.
Pınar, tüpü içeri al.
Ninem akşam püre yapacak.
Oyun
Pelin şu ipi al. Pınar ile ip atla. Ama saya
saya atla.Çetin sen de şu topu al.
Polat ile topu potaya atma oyunu oyna. Bakalım kim çok sayı yapacak?
Piknikte
Gel kardeş piknik yapalım.
Güneş bizi çarpmasın.
Başımıza şapka takalım.
Sonra bir güzel oynayalım.
Kardeş boş durmayalım,
İp atlayalım ya da top oynayalım.
Canım istemiyor diyorsan
Uçurtmanı al, onu uçuralım.
Ece onu şimdi inceleme.
Gece, ablanla incele.
Ece bu ceket senin için çok bol.
Sen kendine göre bir ceket al.
Yüce, Atatürk bize çok çalışın, dedi.
Cem, Ece ablasına güz gülleri almış.
Ama güller iki günde solmuş.
Oyun
Cem, Cemil ’e el etti.
Gel Cemil gel, dedi.
Cemil koşarak geldi.
Cemil de Cemal ’e el etti.
Cemal de geldi.
Üç kişi oldular.
Cem, bacaya bir kuş kondu.
Cici kuş, cik cik, ötüyor.
Can, çarşıda cüce adamı görmüş.
Cem, iyi cura çalıyor.
Dedem cuma günü bize geldi.
İş Bölümü
Ayşe benim işim gözcülük olsun.
İnci’nin işi de sözcülük olsun.
Ablam da bize öncülük etsin.
Korkuluk
Abla, şu adam tarla ortasında
niye öylece duruyor?
İnci o adam mı iyi bak.
O, karga gelmesin diye konmuş korkuluk.
Bacı, bu biber şeker gibi.
Acı bir biber yok mu?
Arıcı arıdan korkmaz.
Bu çocuk çok cılız.
Biraz kilo almalı.
Ayşe bacının sancısı var.
Ona bir ilaç bul.
Sarımsaksız cacık olur mu?
Neden olmasın, bal gibi olur.
Dedemle kıra gittik.
Orada cızbız yedik.
Tadına doyamadık.
İncecik çocuk kocaman bir gocuk giymiş.
Ülkücük kendine küçücük boncuklar almış.
Bu tel ikisinden de kalın.
Bu tel kalına göre ince.
Bu tel kalına göre incecik.
Bırak azıcık da ona kalsın.
Dedem bana, biricik torunum, der.
Gecikme dedim ama o yine gecikti.
Kim Ne Kadar Yedi?
Gül bir dilim kek yedi.
Güler iki dilim kek yedi.
İnci yarim dilim bile yemedi.
Azıcık bir şey yedi.
Kumrucuk, karganın sesini
duyunca korktu kaçtı.
Eller Eller
Gülten’in elleri yaşına göre büyük.
Gülben’in elleri ne büyük ne küçük, normal.
İnci’nin elleri ise küçücük.
İyi Geceler
Güneş battı. Gece oldu. Cırcır böcekleri, cır cır
cır, ötüyor. Dışarıda ılık bir rüzgâr esiyor.
Annem bana masal okuyor. Masal bitti.
Uykum geldi.
İyi geceler anne, iyi geceler baba.
Oya kaya ile oyna.
O ayı ne iyi.
Kirli eti yeme.
Anne o yakayı yıka.
Nuriye kıymayı yıkama.
Aykut oyun oynuyor.
Aylin yeni yıl tatil.
Yener elini yıkar.
Yener artık iyi okuyor.
Ne iyi oynuyorlar.
Ezgi gazoz içti.
Çetin gitar çaldı.
Ablamın adı Gül, teyzemin ise Güler.
Güle Güle
Gülten teyzem bize geldi. İki gün bizde kaldı.
Ayten ablam onu gemi ile gezdirdi. Ona gitar çaldı. Giderken ona güle güle dedim. Seren ile annesi markete gittiler. Çay, şeker,
süt aldılar. Kardeşine çanta ve uçurtma
aldılar. Üç kilo çilek aldılar.
Annesi çilek reçeli kaynattı. Reçel çok güzel
oldu. Seren ile kardeşi çilekli reçeli yediler.
Yaşa anne yaşa, dediler.
Reçel
Çetin reçel istedi.
Annesi çilekli reçel aldı.
Çetin çilekli reçeli yedi.
Kuşlar
Çatıya üç kuş kondu.
Çetin çatıya çilekler attı.
Kuşlar çilekleri yedi.
Çiçek Dikelim
Çetin, çiçek dikelim.
şuraya bir çukur aç.
Çukura çiçek dik.
Yanına bir çıta çak.
Ninem
Dedem çörek istedi.
Ninem ona çörek, bana kek aldı.
Ben çikolata istedim.
Nine bana çikolata al, dedim.
O da bana sütlü çikolata aldı.
Çetin, Çomar kurttan korkmaz.
Öyleyse Çomar nedir? Bil bakalım.
Bildim. Çomar sürüyü bekleyen
Kuzu
Benekli, Yıldız ’ın kuzusunun adı. Minik
kuzu “Me me me!..” diye meliyor. Ot istiyor, su
istiyor.
Benekli, kırda koşuyor, oynuyor. Yıldız ona
bakıyor, mutlu oluyor.
yıldız yıldızı yıldızın yıldızım
kuzu kuzun kuzum kuzusu
Ne Oluyor?
Zeki, maymun ne yiyor? Elindeki ne?
Elindeki muz mu, başka bir şey mi?
Zeki, o ne yiyor. Elindeki ne? Dondurma mı,
çikolata mı?
Çetin, maymun muz yemiyor. Muz senin,
dondurma benim olsun, demek istiyor.
Ne Oluyor?
Çetin derede ne oluyor?
Ayı, balıkları tutmak mı istiyor?
Yoksa balıklarla konuşuyor mu?
Öteki balık kaçıyor mu, oynuyor mu?
Bak bak anlat Çetin, bak bak anlat.
O anlatamazsa sen anlat Zeki.
O da anlatmazsa ben anlatırım.
Çetin Çık
Çetin, dışarı çık, oynayalım.
Şuraya bir kilim açalım.
Çay içelim, kek yiyelim.
Mızıka çalalım, oynayalım.
Çetin şuraya çukur açalım.
Çukura çam dikelim.
Yanına çıta çakalım.
Yemeklerden sonra ilk iş, diş yıkama.
Ülkü iyi koştu. Üner koş, onu alkışla.
Bütün kuşlar öter. Ama en iyi bülbül öter.
O elmalar olmuş mu, olmamış mı?
Üner kim tuş olmuş, Ömer mi?
şeker Al
şenay, şekerler tatlı mı tatlı.
şenay şeker al, şeker ye.
Sütlü Tatlı
Anneleri Ayşe ile şenay’a sütlü tatlı almış.
Ayşe ile şenay sütlü tatlı yemişler.
Ayşe tatlıya doymuş, ama şenay doymamış.
şenay başka yok mu, demiş.
Yine sütlü tatlı istemiş.
Kara kedi tüyünü döktü.
Süt
Üner, bu da süt o da...
Biri koyun sütü.
Öbürü inek sütü.
Süs
O süslü kim, annen mi?
O süslü Ülkü ablam.
Üner kim düdük öttürüyor?
Ömer daldaki bülbül ötüyor.
Dedem koyunu kırktı, yününü aldı.
Ninem, ablama atkı ördü.
Ördek dün tüy döktü.
Ümit, Ülkü’ye küsmedi, Ali ’ye küstü.
Annem sütlü tatlı kaynattı.
Ninemle birer tabak yedik.
Babam bana yaka aldı.
Anne onu ütüler misin?
Süt
Kedi bir tas sütü yaladı.
Bir damlasını bile yere dökmedi.

Yol tozlu idi, kaz dereye indi.
Ekmek tuzlu idi, ninem yemedi.
Bir koyun kuzusunu arıyor.
Bir koyun kaya tuzunu yalıyor.
Zeki’nin ablası Zekiye’dir.
Zeki birde, Zekiye dörtte okuyor.
Okula yeni zil aldık.
Ziya tozlu yerde durma.
Ziya taze süt almış.
Dedem bizi özlemiş.
Oku oku yaz.
Kalem al, yazı yaz.
Yıldız yumurta soy.
Yemek tuzlu mu?
Minik kuzu meledi.
Sizi tanıyorum.
Kek
Yeliz bize kek almış.
Kekler tuzlu imiş.
Nazlı tuzlu yemezmiş.
Yeliz biraz üzüldü.
Ona, üzülme Yeliz, dedik.
Banu bereni taktın mı?
Baba bana bebek al.
Ali abi, abimle bir saat ata bindi.
Banu yeni bot aldı.
Yesin
Burak bebek mama yemedi.
Baba bir bardak bal al.
Bir tabak da kabak al.
Bebek ballı kabak yesin.
Tekerleme
Yama kuma
Muma mama
Burada kalma
Bin arabama
Tekerleme
Ata tuta
Balık tuta
Kata mata
Balık sata
Söyle Abla
Bak abla bak. Bu at, bu da kedi. Bu kelebek,
bu ördek. Ata ot, kediye et atalım.
Ördek yem yer. Ona da yem atalım. Kelebek ne ister?
Söyle abla, kelebek ne ister?
Ona da onu alalım.
Yol tozlu idi, kaz dereye indi.
Ekmek tuzlu idi, ninem yemedi.
Bir koyun kuzusunu arıyor.
Bir koyun kaya tuzunu yalıyor.
Zeki’nin ablası Zekiye’dir.
Zeki birde, Zekiye dörtte okuyor.
Okula yeni zil aldık.
Ziya tozlu yerde durma.
Ziya taze süt almış.
Dedem bizi özlemiş.
Oku oku yaz.
Kalem al, yazı yaz.
Yıldız yumurta soy.
Yemek tuzlu mu?
Minik kuzu meledi.
Sizi tanıyorum.
Kek
Yeliz bize kek almış.
Kekler tuzlu imiş.
Nazlı tuzlu yemezmiş.
Yeliz biraz üzüldü.
Ona, üzülme Yeliz, dedik.
Yemeklerden sonra ilk iş, diş yıkama.
Ülkü iyi koştu. Üner koş, onu alkışla.
Bütün kuşlar öter. Ama en iyi bülbül öter.
O elmalar olmuş mu, olmamış mı?
Üner kim tuş olmuş, Ömer mi?
şeker Al
şenay, şekerler tatlı mı tatlı.
şenay şeker al, şeker ye.
Sütlü Tatlı
Anneleri Ayşe ile şenay’a sütlü tatlı almış.
Ayşe ile şenay sütlü tatlı yemişler.
Ayşe tatlıya doymuş, ama şenay doymamış.
şenay başka yok mu, demiş.
Yine sütlü tatlı istemiş.