kuşkucu horoz
Her şeyden kuşkulanan bir horoz vardı. Sürekli kuşku içinde olduğu için hep düşünceli bir hâlde dolaşıyordu. Bazı geceler rüyasında bile bir şeylerden kuşkulanıp uyanıyordu. Sabaha kadar kümeste bir o yana bir bu yana gidip geliyordu.
Bir gün bahçede düşünürken Dünyanın dönüşüyle ilgili kuşkular geliştirmeye başladı. Dünya dönüyorsa bunun görünmesi gerekirdi.
Horoz bulabildiği en yüksek ağacın tepesine çıktı ve oradan Dünyaya baktı. Dünyanın döndüğü falan yoktu. Ağaçtan inip çevredeki en yüksek dağa çıkarak uzun uzun Dünyaya baktı. Hayır, Dünya öylece duruyordu.
Horoz, Dünyanın dönmediğine kesin olarak inanmak üzereydi. Tam o sırada radyodan, kendisine çok yakın bir şehirden uzaya roket gönderileceğini duydu. Kuşkucu horoz bunu bir fırsat olarak düşünüp hemen hazırlıklara başladı.
Kuşkucu horoz şehre vardığında roketin parlak metal rengini gördü. Hemen kendisini de aynı renge boyadı. Sonra ayaklarını rokete sıkıca yapıştırdı.
Beklenen an geldi. Geri sayma işlemi başlamıştı. On, dokuz, sekiz... iki. bir ve sıfır! Roket korkunç bir homurtu ve sarsıntıyla yükseldi.
Roket uzayda üç gün dolaştıktan sonra yeniden Dünyaya indi. Horoz, sağ salim Dünya ya döndüğü için çok mutluydu. Evine doğru yürürken uzayda geçen üç günü düşündü. Ne yazık ki hiçbir şey hatırlamıyordu. Roketin hızı nedeniyle bütün görüntüler birbirine girmişti.
Kuşkucu horoz Dünyanın dönüşünü göremedi ama olsun. O, dünyanın "ilk astronot horozu" olarak her zaman anılacaktır.
|